Koroner arter dediğimiz kalbi besleyen atardamarlardan en azından bir tanesinin tam veya tama yakın derecede tıkanması ve beslediği kalp dokusuna kan akımının sağlanamaması veya çok azalması neticesinde kalp krizi meydana gelir. Kalp dokusuna yeterli miktarda kan akımı sağlanamadığında , kalp hücreleri enerji üretmek, normal fonksiyonlarını sürdürmek ve canlı kalmak için ihtiyaç duydukları besin maddeleri ve oksijeni alamazlar. Bu durumda dakikalar içerisinde hücre hasarı gelişmeye başlar ve kalp dokusunun yeniden kanlandırılmasına kadar geçen zaman ile doğru orantılı olarak kalp hücreleri canlılıklarını kaybeder. Bu hastalarda damarın açılıp, kalp dokusuna kan akımının yeniden sağlanması ve bunun mümkün olan en hızlı şekilde yapılması, hastanın kısa ve uzun dönemdeki hayati riskinin ve yaşam kalitesinin en önemli belirleyicisidir.
Bu yüzden EKG’sinde damarının tam olarak tıkandığını gösteren bulguları olan hastalar acil olarak anjiyografiye alınırlar. Ülkemizde 7 gün 24 saat anjiyografi yapabilme imkanına sahip olan çok sayıda merkez mevcuttur. Anjiyografide kalp krizinden sorumlu damar öncelikle tespit edilir, sonrasında balon ve stent yardımıyla açılır. Bu işlem için genel anestezi gerekmez ve damarı açılan hastanın göğüs ağrısı çoğunlukla kısa süre içerisinde çok belirgin bir şekilde azalır. Göğüs ağrısının başladığı zamandan damarın açıldığı ana kadar geçen süre, kalp hücrelerinde kalıcı bir hasar meydana gelip gelmeyeceğini belirler. Kalpte ne kadar büyük ve kalıcı bir hasar meydana gelirse kişinin kalp yetersizliği ile hayatına devam etme ihtimali o kadar artar.
Erken müdahalenin çok hayati olduğu kalp krizinde belirtileri tanıyıp ambulans ile acil servise başvurmak çok önemlidir. Kalp krizinin en sık belirtisi dinlenme halinde gelen , sırta, her iki omuza, boyuna, alt çeneye ve sol kola vurabilen, 10 dakikadan uzun süren, şiddetli göğüs ağrısıdır. Ağrının yeri genellikle iman tahtası dediğimiz göğüs ön duvarındaki kemiğin hemen arkasıdır. Ağrı, özellikle kalbin alt duvarının krizlerinde, mide ağrısı ile karışabilecek bölgede de hissedilebilir. İleri yaş kadınlarda, şeker hastalarında şikayetler kalp krizinden şüphelendirecek kadar tipik olmayabilir. Ağrı daha hafif olabilir veya hiç hissedilmeyebilir. Nefes darlığı, bulantı, kusma, terleme, sadece boyun veya sırt ağrısı gibi şikayetler ön planda olabilir. Dolayısıyla kadınların şikayetleri hem hastalar hem de sağlık hizmeti sunanlar tarafından kalp krizine daha az atfedilebilir. Bu yüzden kadınların damar açıcı tedavilerden yararlanma ihtimalleri erkeklere göre daha düşük ve damar açılana kadar geçen süre daha uzundur.
Bazen de kalp damarının tam tıkanmadığı, ancak damarın tama yakın tıkalı olduğu bir tür kalp krizi de oluşabilir. Bu hastalar daha sıklıkla troponin dediğimiz kalp hücre hasarını gösteren enzimin kan tahlilinde yüksek saptanması neticesinde hastaneye yatırılırlar. Göğüs ağrıları devam ediyorsa veya bazı risk göstergeleri mevcutsa acil olarak hemen, değilse ilk 24 saat içerisinde anjiyoya alınabilirler.
Kalp krizlerinin önemli bir bölümü, yıllar boyu kalp damar duvarlarında anlamlı bir darlık ve şikayet oluşturmaksızın bulunan plakların, ani olarak çatlaması ve buna yanıt olarak bu bölgeye kontrolsüz ve fazlaca gelen pıhtılaşma ve iltihap hücrelerinin, burada pıhtı tıkacı oluşturması sonucu meydana gelir. Anlamlı bir darlık oluşturmamış olan plak kan akımını engellemeyeceği için, kalp krizinden önce hiçbir belirti vermeyebilir. Hatta yapılan rutin testlerde bir anormallik görülmemiş olabilir. Bu yüzden kalp krizlerinin önlenmesinde, ateroskleroz dediğimiz plak oluşumlarının erken saptanması, plak çatlamasını tetikleyen risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ve gerektiği zaman koruyucu tedavilerden faydalanılması çok önemlidir.
Çok soru aldığım bir konu olan ve ismi dolayısıyla çok dikkat çeken, tıpkı kalp krizi gibi belirti ve bulgularla ortaya çıkan ancak damar tıkanıklığının saptanmadığı, stres, üzüntü, ayrılık ve bazen de mutluluk verici haberlerin tetiklediği kırık kalp sendromu ile ilgili detaylı bilgi için medya haberleri başlığı altındaki “kırık kalp sendromu en çok kadınları vuruyor” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.